Yaşımın Başları Yağdı Başıma Şiiri
kendimi anlamak için koca bir ömür tüketmedim ki
yaşımın başlarında anladım kendimi de
elim iş tutmaz
kararlarım hesaba alınmazdı
o zamanlar
gelenekçiliğin olumlu etkileri de vardı
lakin saçma sapan gelenekler de oldukça fazla idi
o tür ortamlar benlik değil diyebilmek için yürek yemem gerekirdi yaşımın başlarında
kafama koymuştum o yüreği yemeyi
yüreğimin yüzünü saklamak yıllarımı almıştı
dilime varmasın diye isyanım
basıp içime set çektim
dilimle yüreğimin arasına
başıma gelecekleri biliyordum çünkü
seti kaldırma yaşım gelmişti nihayet
taştı içimde biriken isyanlar
dilimin kıyısında vuruldular
ve susturuldular
yalnızlığın nüfusuna yazdılar yüreğimi
zaten kendim gidecektim
yalnızlığın evine
kendim için değil ama
anlaşılmadığım mekânda kalmak mekân sahibine yük olmaktı
maddiyat en son önceliğimdi
şık tabak çanaklar önemsizdi
çeşit çeşit yemekler hayal etmedim hiç
bir tek zaafım vardı
ömrüm boyunca sadece yoğurt ekmek yemek
mutfakta saatlerce vakit geçirmek benlik değil
karnım doysun da
lüks yemekler eksik kalsın
kanepe koltuk da gereksiz
oturacak bir minderim olsun kâfi
kanepe koltuk oldu da olmasa da olurdu
kendi hayatımın patronu bendim gerisi mühim değil
kalem kağıt kahve klavye de
fakir hayatımın lüksü olsun
olmaz mı
kader bunu da bana çok görmez belki dedim
istediğim olmuştu
hem de saydıklarımın hepsi
büyük sabır sonucu olmuştu
tüm bunlar
tek tek çıktığım basamaklar
yormuştu beni ama değmişti sabrıma
son basamak da aşılmış en tepede hayatın tadını çıkarıyordum
tâ ki 6 Şubat'a kadar...
çok şey aldı benden 6 Şubat
bana göre oldukça konforlu olan hayatımı...
dostluğun yerinde yellerin estiği şu devirde bana gerçek dost olan balıklarımı aldı benden
Okyanus 'um Mısra 'm Dolunay 'm
gittiler benden
kahrolasıca molozlar düşecek yer bulamamış gibi canlarımın üzerine düştü
ülkem ah ülkem
senden de az şey almadı o kara gün
ne can bıraktı ne canan
ne de hayal bıraktı...
evet bir anda ilk basamakta buldum kendimi
ve yaşımın başları yağdı başıma
kafaya aldı beni yaşımın başları
en başa döndüm diye
muhtaç olduğum için utana sıkıla oturmam gerekiyordu
çünkü isyan edip giderken pek havalıydım
benden beklenen mahcubiyet sahnesini oynamadım
bilâkis son durak burdan yeğdir deyip meydan okuyorum hâlâ
çok şey istememiştim çünkü
o az şey de bana çok görüldü madem
hayat boş dedim ben de...
sevilecek bir yanı olsaydı hayatın
yaşımın başlarında anlaşırdık zaten
şimdi hayatla küsleri oynuyoruz...
Yayınlanma:
Düzenleme:
Şiir Teması (Konusu): Hayata yenilmek
200 kez okundu.
Bu Şiir Yoruma Kapalıdır!
Benzer Yankı PAK Şiirleri:
- Vermeyin Hikâyemi Şairlerin Eline (293)
- Ak Tenini İncitmez Kalemim (359)
- Gamsızlık Kolay Sanki (540)
- Saçlarımın Çarpımı (395)