Zaman ve Kum Zambağı Şiiri
Zaman ve Kum Zambağı
Mevsimler güneşte açan birer kum zambağıdır, bembeyaz
Baharda ipek, kışta kar
Ve ırmak tüm sırların ortağıdır
Gençlik esintisinin kalemi her yeri boyayınca
Gönül sevda teknesinde gezinmek ister.
Sahipsiz bir kuğu dolaşırken mavi çarşafta,
Pervane böceklerinin dansı eşliğinde
Cırcır böceklerinin sevda türküleri işitilir.
Irmak kenarında asılı duran
Yabani incir ağaçları tutkulu bir alevle yanar.
Saçlarının örgüsü yeni çözülmüş
Başını öne eğen utangaç söğüt ağacı
Irmak kenarında otururken ıslak ıslak,
Rüzgârın savurduğu atmacalar
Pençeleri mücadeleye hazır
Mücevher gibi parıldayan ırmağa yakın uçar
Zaman çabucak toprağa karışan
Çiseleyen bir yağmurdur.
Kaybedince pencere önündeki mum ışığı parlaklığını
Sessizliğin kalçaları üzerine oturur birden yalnızlık.
Birazcık kanarya sesi içeri dolsun diye
Tozlu pencereler açılırken paslanmış ellerle
Sadece bir baykuş sesi gelir
Evin yakınındaki bir elektrik direğinin üzerinden.
Her geçen gün daha fazla beliren
Baştaki kamış çiçeklerini gören aynanın hüznü
Yüreğin orta yerinde hissedilir o an.
Salıncak gibi sallanır insan ömrünce sadece bir kez.
Önce zirveye doğru yükselirken neşe içinde,
Ardından ağaca kadar geri gelinir.
Dibinde bekleyen toprağa sonsuza kadar sarılmak için
Seğmenoğlu (Dr.Osman Akçay)
Şiir Teması (Konusu): Zaman, yalnızlık
227 kez okundu.