Boya Cila Yirmi Beş Şiiri
Boya Cila Yirmi Beş
Ellerimdeki boyalara bakma ağabey
yüzümdeki yaralara
adım İbrahim'dir ağabey
soyadımın önemi yok
göbek adım hiç olmadı zaten
sen de, boyacı de herkes gibi
yok yok ağabey, alınmam.
Altı kardeşiz ağabey
ortancayam ben
babam öleli çok oldu
yüzünü zor hatırlıyorum
tek gözlü penceresiz
bir gecekonduda yaşıyorum.
Bakma ağabey bakma
yüreğim ellerimden büyük
hüznüm ellerimden kara
yaşadıkça daha da büyür
yıllardır kapanmayan içimdeki yara.
Abemin biri damdadır ağabey
en yaman çağındadır
benim aklım ermez
iki yıl oldu
girdi içeri
Bakkal Mustafa'nın deyişine göre
gelmezmiş bir daha geri.
Geçen hafta ziyaretindeydim
cigara, atlet, çorap almıştım
bir tutam da umut katmıştım
vermemişler
Devlet Baba her ihtiyaçlarını karşılıyormuş
halbuki ben ne enteresan hayallere dalmıştım.
Abemin biri askerdir ağabey
nöbet tutar başı beyaz dağlarda
nöbet tutar vatan için geceleri
ne ağlayan bir yari var arkasında
ne bizden başka para göndereni.
Hep ''bir gün mutlakalarda'' kalmış
hep ''umarızlarda''
bizi düşünmekten başka
bir şey yokmuş kafasında.
''Er Mektubudur, Görülmüştür'' yazan mektuplarında
hep ''nasılsınız'' diye başlayan satırları
''biraz para gönderin, selamlar'' ile biterdi.
ve o parayı kazanmak için
anamın elleri soğuk sularda titrerdi.
Anam;
ciğeri beş para etmez insancıkların
pahalı yemekler yediği
bilmem kaç yıldızlı bir restoranda
bulaşık yıkar soğuk suda
çıplak ellerle.
üstüne bir de fırça yer patronundan
''kaşıklar temiz olmamış
tabaklarda iz kalmış'' diye.
Anamın getirdiği yemeklerden öğrendim ağabey
ekmeğin kepeklisinin de olduğunu
ve makarnanın diğer adının
sıpagetti olduğunu.
biz sadece yerdik
bilmezdik anamın bunları getirmek için nasıl yorulduğunu...
biz anamın getirdiklerini yerdik,
anam yemişti zaten restoranda
yemeklerin en tatlısını
en kaymaklısını
zalim patronundan fırçasını...
Birde küçüğüm var ağabey
ilkokula gider
okula gider adam olmak için
okula gider
anamı saraylarda yaşatmak için
okula gider bizi kurtarmak için...
Evin tek gızıdır Fatma
yirmisine basmamıştır daha
gök mavisi gözleri
saçları Afrika Karası
yanakları al al
boyu selvi mi selvi
içindedir yarası.
Nakış dokur çeyiz için
desen desen allı pullu
al kırmızıdır tek rengi
Beyaz Gelinlikle gidecekmiş
çıkarsa bir dengi...
İşte bölledir benim abem
dediğim gibidir halımız
anlatmakla bitmez ahvalımız
boyan bitti
şimdilik eyvallah
daha çoktur yolumuz...
---------- --------- ----------
--------- --------- ---------
şeyy İbrahim!
halbuki ben...
nasılda geçti vakit
seni dinlerken...
172 kez okundu.