Martı Şiiri
Her vapur dumanının ardına
yüreği sıcak
bir insan sanıp takılırken
tüyleri ıslanan bir martı olduğumu
hem azarlayan
hem de sırtıma havlu koyan anneme
anlatamam
Kanadım kırılsa da konmam
deniz kıyısındaki
hiçbir caminin minaresine
kubbeye tüneyen martıların
keyiflerince uçmalarını bekleyen imam
ezanı geç okuduğu için sürülünce
bir dağ köyüne
Birazcık daha sabredin diyorum
eski bir sokağın kıvrımında
yolun iki ucunu gösteren
trafik aynalarına
hüzün modeli arabalar
kırılmamamız için örgütleniyor
dolmuş duraklarında
Denize düşen bir gazetedeki
ölüm ilanından öğrenirim
mendireğe attığı çakıltaşyla
ürken martıların
alkışa benzeyen kanat seslerini
selamlayan yaşlı adamın
unutulan bir tiyatrocu olduğunu
Gece yarısı söndürülünce ışıklarını
kuytu bir iskelede
ne yaptığını görürüm
iki yakası arasında İstanbul'un
koltuklarında günboyu
kadın kalçalarının izlerini
biriktiren vapurun
Yanından ayrılmam deniz fenerinin
fotoğrafına benzemeyen
heykelleridir çünkü
idam sehpasına çıkınca
aşağıda asılmasını bekleyenlerin
yüreklerindeki sivri kayalıkları
ışığıyla aydınlatan devrimcinin
Uyandırırım çığlıklarıımla
kıyısında karnı aç yatan çocukları
yiyecek aradığım kent çöplüğünün
ama bir parça olsun
kopamam beyazlığından
bilirim ki Kız Kulesi
doğum günü pastasıdır özgürlüğün!...
Sunay AKIN
Yayınlanma:
Düzenleme:
800 kez okundu.
Martı Şiiri İçin Yorum Yaz...
Bu şiir hakkında henüz yorum yazılmamış.
İlk yorumu üstteki formu kullanarak yazabilirsiniz.
Benzer Sunay AKIN Şiirleri:
- Beceriksiz (295)
- Şehit (330)
- Asansör (341)
- Çekmece (264)